Selam... Kilometrelerce öte yurtlarda tanımadığın birine verince çok daha anlamlı.
Gitmeden filmle ilgili ön yargıları olanlar gittikten sonra olaya ne kadar kör baktıklarının farkına varacaklardır. Babam ve Oğlum; nasıl siyasi bir olgu olarak düşünmeden, farklı kafa yapısındaki her insanın izleyeceği duygulanacağı bir filmse bu filmde o şekilde. Filmin öncelikle sabit bir ideolojinin reklamını yapmaktan ziyade 'güzel bir film' yapma amacı güttüğü için akıcı ve sıkıcı olmayan bir yapısı var. Olay örgüleri, ülkeler arası geçişler çok güzel oluşturulmuş. Hikayelerin; Afganistan, Senegal ve Bosna Hersek merkezli oluşu, oradaki hayatlar, törenler, bayramlar, cenazeler filme çok güzel yansıtılmış. Bosna'da farklı dine mensup aileler arasında süregelen geçmişe dayalı hesaplaşmalar, Afganistan'da sefaletin ve açlığın göz önüne getirdiği manzaralar, Afrikalıların beyaz insana karşı bakışlarının azımsanmayacak derecede kötü ve nefret dolu olduğu neden ve sonuçlarla aktarılmış. Burada spoiler vererek henüz gitmemiş olanların heyecanını kırmak istemiyorum lakin filmin fragmanından çok daha güzel olduğunu söylemek isterim.
Farklılıklar arasında 'köprü' olma gayesi
Her filmde olduğu gibi bu filmin de eleştirilecek yönleri mevcut. Oyunculuklar Stv dizilerindeki oyunculuklar tadında doğallıktan uzak ve bu çok dikkat çekiyor. Filmin bazı sahnelerinde diyaloglar yapmacık ve gereksiz uzatılmış. En önemlisi de oyunculuk bazında yan roller, filmin genelinde ana karakterlerin önüne geçiyor. Senegalli, Afgan ve Bosnalı çocuklar çok doğal ve içten oynamışlar ki bu bile filmin doğallığını, hikayelerin gerçekçiliğini çok iyi yansıtıyor. Bir de Kimse Yok Mu derneğinin ve Türkçe Olimpiyatlarının filmde biraz fazlaca yer alması 'acaba reklam mı?' dedirtebilir ama bu tarz derneklerin ve oluşumların, sürekliliği bozmadan ve zorla göze sokmadan filmlerde yer almayı hakettiğini düşünüyorum.
Adını bir türlü bulamadığım, oyunculuğuna hayran kaldığım Senegalli çocuk
Aşkı da ihmal etmemişler ve bu zamana kadar çokça duyduğumuz 'Haberin var mı?' türküsü de filmin en çok dikkat çeken ögelerinden biri onu da şurdan dinleyebilirsiniz. Filmin sonları genel yapının en vurucu noktaları. Adem öğretmenin nehirde boğulmadan önce Bosnalı müslüman çocuğa söylediği 'sen nehir olma, köprü ol' cümlesi ise filmin ana temasını çok iyi bir şekilde gözler önüne sererek insanın hayatındaki en büyük amacın bu olması yönünde de bir mesaj veriyor bizlere.
Yazıyı Bosna'daki hristiyan öğretmenin Adem öğretmene söylediği cümleyle bitirelim.
"Sizin atalarınız kılıçla değil 'selamla' geldi. Kılıçla gelene kılıçla karşılık verilir ama selamla gelene 'aleyküm selam' denilir."